Eminim hatırlarsınız...
Akp gençlik kolları baÅŸkanı yüreÄŸindeki nefreti kusmuÅŸ, Atatürk'e alenen küfür etmiÅŸti, "birisinin babasının ve kendisinin doÄŸum yeri Selanik'se Selaniklidir, kimse Türk, Atatürk demesin, orijinali Yunan yani, Türk'e benzemiyor, keÅŸke Atatürk olmasaydı" demiÅŸti. Halktan gelen yoÄŸun tepkiler üzerine Akp'den istifa ettirilmiÅŸti.

*

Ben de bu arkadaÅŸla alakalı yazı yazmıştım, "mesela saÄŸlık bakanı Mehmet MüezzinoÄŸlu, babası Gümülcine doÄŸumlu, kendisi Gümülcine doÄŸumlu, bu Akp'li arkadaşın iltihaplı mantığına göre Mehmet MüezzinoÄŸlu Yunan mıdır?" diye sormuÅŸtum.

*

"Türk adalarını Yunan'a bırakacaksın, Türk yoktur diyeni alkışlayacaksın, Ne Mutlu Türküm Diyene'li Andımıza tahammül edemeyeceksin, TC'yi sileceksin, sonra çıkıp Atatürk'e Yunan diyeceksin öyle mi?" diye sormuÅŸtum.

*

Aradan aylar geçti...

*

Dün sabah iÅŸe geldim.
Masamda resmi bir evrak.
Üzerinde "Anamur Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı" yazıyor.
Açtım.

*

MeÄŸer...

*

Atatürk'e küfreden bu arkadaÅŸ, benim hakkımda savcılığa suç duyurusunda bulunmuÅŸ iyi mi!

*

Kendisi hakkında "gerçeklere aykırı" yazı yazdığımı, bu yazıyı "Sen Kimsin?" isimli kitabıma koyduÄŸumu, fotoÄŸrafını izinsiz yayınladığımı belirterek, "özel hayatının gizliliÄŸini ihlal ettiÄŸimi" öne sürmüÅŸ!

*

Atatürk'e alenen küfretmesinde sakınca yok...
Ama kendisi hakkında yazı yazılırsa "rencide" oluyormuş yani!

*

GitmiÅŸ savcılığa suç duyurusunda bulunmuÅŸ, "özel hayatının gizliliÄŸini ihlal ettiÄŸimi, kiÅŸisel bilgilerini hukuka aykırı olarak ele geçirdiÄŸimi, yalanlar yazdığımı" belirterek, bu suçlardan cezalandırılmamı talep etmiÅŸ.

*

Allah'tan namuslu savcılar var bu ülkede...
Hukukun üstünlüÄŸünü, hukukun saygınlığını koruyan savcılar var.

*

Savcımız şikayeti incelemiş, kapı gibi karar vermiş.

*

Özetle demiÅŸ ki...
"Yılmaz Özdil'in yalan yazdığını öne sürmüÅŸsün ama, Atatürk'le alakalı sözlerini kendi sosyal medya hesabından alenen söyledin.
Atatürk'le alakalı bu sözleri bizzat söylediÄŸin için BaÅŸsavcılığımız tarafından Anamur Asliye Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açıldı, ÅŸu anda yargılanıyorsun.
Åžüpheli sıfatıyla seni savcılığa çağırdık, Atatürk'le alakalı bu sözleri söylediÄŸini soruÅŸturma makamlarının huzurunda bizzat kabul ettin.
Yılmaz Özdil kitabında senin fotoÄŸrafını kullanmış ama, bu fotoÄŸraf zaten senin twitter hesabının profil fotoÄŸrafı, gizli saklı alınmış deÄŸil."

*

"Ayrıca, Anayasamıza göre basın hürdür, sansür edilemez."

*

"Yılmaz Özdil'in yazısı basın özgürlüÄŸü sınırları içindedir, Yılmaz Özdil'in yazdığı bu haber kamuyu ilgilendiren bir haberdir, kamuoyunun bu haberi öÄŸrenmekte menfaati bulunmaktadır."

*

"Dolayısıyla, Yılmaz Özdil'in yazısında suç yoktur, kamu adına kovuÅŸturma yapılmasına yer olmadığına, soruÅŸturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiÅŸtir."

*

Yani...
Savcı, ifademi almaya gerek bile duymadan şikayeti reddetmiş.
Şikayet eden arkadaşa, ne şikayetinden bahsediyorsun, asıl sen yargılanıyorsun demiş!

*

Bu vesileyle...
Güncel hukuki mevzuyla alakalı olarak tekrar sorayım bari.

*

Batı Trakya Türkleri'nin gaspedilen hakları konusunda Yunanistan baÅŸbakanıyla biraraya geliyoruz, "Lozan güncellenmeli" filan diyoruz.

*

Bugünkü Yunanistan sınırları içinde dünyaya gelenlerin orijinali Türk deÄŸilse, Batı Trakya Türkleri'nin orijinali Yunan mıdır?
Sırf Selanik'te dünyaya geldiÄŸi için Atatürk'e Yunan diyen bu arkadaÅŸ, nasıl oluyor da Akp'de yönetici olabiliyor?
Biz Lozan AntlaÅŸması'nı Akp çatısı altında yönetici olan bu tipler Atatürk'e nefret kussun, soydaÅŸlarımıza küfretsin diye mi imzaladık?

*

Lozan'ı güncellemek yerine, Akp'nin kendi kadrolarını güncellemesi gerekmiyor mu?